Servet Karçığa / Saatleri Ayarlama Enstitüsü İronik Dilli Bir Eser mi?
nar’ın ölümüne yakın bir zaman önce kitap hâline getirerek yayımladığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü
adlı romanı gelir. Farklı değerlendirmelerin ve yaklaşımlarının olması eserin karışık bir
yapıda olmasından kaynaklanır. Eserde birçok temin, motifin ve simgenin olması ve bunların
ustaca kullanılması eserin anlaşılmasını ve yorumlanmasını zorlaştırır. Bunda eserde; mimari, musiki,
güzel sanatlar, bürokrasi, ispritizma, rüya, psikanaliz, zaman/saatler, ilimler (simya, tarih,
edebiyat), Doğu- Batı kültürü, din ve hurafeler gibi konuların Türk edebiyatında hiç de alışık olmadığı
farklı bir dille/üslupla yazılmasının rolü vardır. Bu dil ve üslup, araştırmacılar tarafından farklı
değerlendirmelere tabi tutulur. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı değerlendirilirken ‚hiciv‛ (tenkit/yergi/eleştiri),
‚mizah‛, ‚humour‛ (komik), ‚grotesk‛, ‚oyun‛, ‚absürt‛ (abes/saçma), ‚alegori‛,
‚ironi‛ gibi farklı anlatım teknikleri ve kavramlar kullanılır.
İroni, Türk edebiyatında geç keşfedilen bir kavramdır. Araştırmalara bakıldığında ironiyle
ilgili çalışmaların 1990’dan önce yok denecek kadar az olduğu hatta bazı makalelerde bir iki
kelimeyle yer aldığı görülür. 1990’dan sonra bu kavramla ilgili çalışmaların (makaleler, lisansüstü
tezler) çok hızlı bir şekilde arttığına şahit olunur. İlginç olansa ironiyle ilgili değerlendirmelerde
Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanın isminin sık geçmesidir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü gerçekten ironik dilli bir eser mi? Bu çalışmada, hem bu sorunun
cevabı aranacak hem de Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı hakkında kimin, nasıl bir değerlendirme
yaptığı eserin yazıldığı tarihten günümüze kadar kronolojik olarak ortaya konulacaktır.
nar’ın ölümüne yakın bir zaman önce kitap hâline getirerek yayımladığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü
adlı romanı gelir. Farklı değerlendirmelerin ve yaklaşımlarının olması eserin karışık bir
yapıda olmasından kaynaklanır. Eserde birçok temin, motifin ve simgenin olması ve bunların
ustaca kullanılması eserin anlaşılmasını ve yorumlanmasını zorlaştırır. Bunda eserde; mimari, musiki,
güzel sanatlar, bürokrasi, ispritizma, rüya, psikanaliz, zaman/saatler, ilimler (simya, tarih,
edebiyat), Doğu- Batı kültürü, din ve hurafeler gibi konuların Türk edebiyatında hiç de alışık olmadığı
farklı bir dille/üslupla yazılmasının rolü vardır. Bu dil ve üslup, araştırmacılar tarafından farklı
değerlendirmelere tabi tutulur. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı değerlendirilirken ‚hiciv‛ (tenkit/yergi/eleştiri),
‚mizah‛, ‚humour‛ (komik), ‚grotesk‛, ‚oyun‛, ‚absürt‛ (abes/saçma), ‚alegori‛,
‚ironi‛ gibi farklı anlatım teknikleri ve kavramlar kullanılır.
İroni, Türk edebiyatında geç keşfedilen bir kavramdır. Araştırmalara bakıldığında ironiyle
ilgili çalışmaların 1990’dan önce yok denecek kadar az olduğu hatta bazı makalelerde bir iki
kelimeyle yer aldığı görülür. 1990’dan sonra bu kavramla ilgili çalışmaların (makaleler, lisansüstü
tezler) çok hızlı bir şekilde arttığına şahit olunur. İlginç olansa ironiyle ilgili değerlendirmelerde
Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanın isminin sık geçmesidir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü gerçekten ironik dilli bir eser mi? Bu çalışmada, hem bu sorunun
cevabı aranacak hem de Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı hakkında kimin, nasıl bir değerlendirme
yaptığı eserin yazıldığı tarihten günümüze kadar kronolojik olarak ortaya konulacaktır.