Şebnem İşigüzel (Öykümü Kim Anlatacak)
Şebnem İşigüzel (Öykümü Kim Anlatacak)
Şebnem İşigüzel’in hikâye kitabı (1994) 8 hikâye. Devinimler’de (1) sevgilisinden ayrıldıktan sonra bir psikologdan yardım alan kadın, psikanaliz esnasında İstanbul’un fethi sırasındaki İstanbul’a gider. O zaman diliminde evlidir ve bir çocuğu vardır. Kocası mozaik ustasıdır. İstanbul’un fethedilmesi endişesiyle kadın, şehirden kaçmak ister. Önce kocası izin vermez, sonrasında ise buna engel olamaz. Psikoloğa giden kadın kendi ruhunun o kadının ruhu olduğuna inanır ve kocasının ruhu onu bulup sevgilisinden ayırmıştır. Sonrasında birtakım araştırmalar yapar ve mozaik ustasının çalıştığı tapınağı bulur. Usta, karısının ardından bütün tapınağa onu resmetmiş, bu nedenle öldürülen usta için tapınakta bir mezar yapılmıştır. Öykümü Kim Anlatacak? (2) bir feribot yolculuğunda sevgilisiyle birlikte bulunan kadının bir geçmişine bir bugüne gidip geldiği bir hikâyedir. Bir yandan geçmişinde, ailesinin ölümü üzerine kaldığı babaannesinin evindeki öykümü kim anlatacak geleneğini anlatır, bir yandan birtakım sağlık problemleri olduğundan kriz geçirir. Düş Gören’de (3) çocukluğundan beri sorunlar yaşadığından kötü biri olan bir iş adamı, iş görüşmeleri için yabancı bir ülkeye gider. Taksiyle oteline giderken, etrafına toplanan dilencilerden birisini öldürür. O ülkedeki gelenek nedeniyle, öldürdüğü adamın acıları artık onun rüyaları olmuştur. Rüya mı, gerçek mi bilmediğimiz bir şekilde bir kadına âşık olur. Bunun üzerine döndüğü ülkesinden tekrar o ülkeye gider. Nehir kıyısında parasız pulsuz kadını beklerken bir dilenci tarafından öldürülür. Klişe Hayatlar’da (4) kimya mühendisi eğitimi almış, boyacılık yapan genç bir gün bir ressamdan evini boyaması için teklif alır. Hemen iskeleler kurulur ve işe başlanır. Bu arada gerek ressamla yüz yüze yaptığı görüşmeler, gerekse apartman ve sokak sakinlerini izleyerek onların hakkında yaptığı yorumlar dikkat çekicidir. Bu esnada geçmişe dönerek dedesiyle birlikte insanların yüzlerinden duygu durumlarını çıkarmaya çalışma oyunlarını hatırlar. Dedesi öldüğünde yüzünde huzur ifadesi vardır. Hikâyenin sonunda karşıdaki apartmanın camında yüzünün yansımasını görünce, ifadenin huzur olduğunu anlar ve sevinir. Geri Kalan Yaşamımın Tüm Perşembeleri’nde (5) yabancı bir ülkeye giden adam orada ömür boyu hapse mahkûm edilir. Önce kardeşi adamı kurtarmaya çalışır ancak adam sonrasında seçim vaadi olarak mahkûmlara haftada bir gün cinsel ilişki izni verilip de müzisyen arkadaşı Bıyık tarafından ona, Çellocu Kız “ayarlanınca” gitmekten vazgeçer. Artık kıza âşıktır ve daima onu düşünür. Işık Hızında Spermler’de (6) sevgilisi tarafından terk edilen kadın sperm bankası sayesinde tıbbi yollarla hamile kalır. Sonunda yine de bebeğin babasını merak edip, öğrenir. Adam bir ressam olduğunu öğrenip onu ziyaret eder. Köprüleri Yaktım Ama Kanatlarım Var’da (7) bir adamı seven kadın, ayrılmış olmalarına rağmen onun evine gider. Bir süre vakit geçirirler. Sonrasında kadın çok yorulur ve uyumak ister. Hikâye, anlatıcı-kahramanın kadının öldüğünü söylemesi üzerine son bulur. Bir önceki hikâyede adlandırılan tablonun burada da geçmesi dikkat çekicidir. Ters Akan Nehir (8) önceki hikâyeye itirazdır. Kadın, anlatıcıyı yalanlar ve evden çıkıp gittiğini ve bir şeyler yaptığını anlatır. (İlk baskı Can Yayınları, 1994, Everest Yayınları, 2001, İletişim Yayınları, 2010).